31 Mayıs 2012 Perşembe

Dünyanın Bütün Muhafazakarları Birleşin, Kaybedecek Çok Şeyiniz Var!

Malum ülkemizin gündemi bir ergen psikolojisinden hızlı değişiyor. Yeni gündemimiz ise Başbakanımızın "Her kürtaj bir Uluderedir" sözleriyle başlayan, kürtaj ve sezaryen tartışması. Kürtaj konusunun eninde sonunda bir yerden çıkacağını biliyordum. Acaba ne zaman el atacaklar diye bekliyordum ki geç bile kaldılar. Biliyorsunuz muhafazakarların el atmayı en çok sevdiği yer orasıdır. Yani kadın cinsel organı. Oraya el atmaya bayılıyorlar nedense. Acaba neden dünyanın çeşitli uluslarına, devletlerine, ırklarına, artık kendilerini nasıl ayırıyorlarsa işte, mensup insanlar, muhafazakar insanlar,her konuda birbirlerini yerken, ikide bir savaşlar çıkarıp, kendilerinden olmayanın ırklarına, milletlerine küfür ederken, söz konusu kürtaj olunca böyle birleşiyorlar? Ben evrensel düşünen bir muhafazakar görmedim hiç, ama kürtajdan bahsediyorsak bir anda hepsi küresel muhalifleri bile kıskandıracak bir bağlılıkla kenetleniyorlar. Bunu her millet, tarihi bir komplo teorisiyle açıklıyor; "nüfusumuzun artmasını istemiyorlar". Peki kim istemiyor? Dış mihraklar, dış güçler, kökü dışarda bazı tertipler. Bakın yine karşımıza çıktı dış mihraklar. O zaman milletçe birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan günler de yakındır.
Neyse konuyu dağıtmayalım, kadın bedeni hakkında neredeyse kadının varoluşundan beri hak iddia eden bu adamlar, acaba neden delice nüfusumuzun artmasını istiyorlar. Gerçekten kürtajı cinayet gibi görüp, iman sahibi insanlar oldukları için, vicdanları mı kaldırmıyor. O zaman hamile bir kadının karnını tekmeleyerek çocuğunu düşürmesine sebep olan polise ne oldu acaba? Sayın muhafazakarlarımız, vicdan sahiplerimiz nasıl cezalandırdı bu adamı. Cinayetle mi yargıladılar. Sanmıyorum. Asıl mesele şu; doğurun kardeşim, kadınsın sen, doğanın çocuk fabrikasısın, üremek dışında bir misyonun, hakkın yoktur. Dünyaya geldiysen bize çocuk doğurmak için geldin, evinde oturup en az 3 tane doğuracaksın, çünkü birinci vazifen budur. Babasının kim olduğu, isteyip istemediğin, bakıp bakamayacağın hiç mühim değil, ister psikopat bir sapığın, ister bir akrabanın tecavüzüne uğramış ol, ister seni her gün döven kocandan belki boşanmak istediğin kocandan hamile ol yeter ki doğur. Bakama o çocuklara, eğiteme, sal sokağa ya da ver bize yetiştirelim, dindar yapalım, bizim fabrikalarımızda çalışsınlar, tarlalarımızı sürsünler, konaklarımızda hizmetçi, gemilerimizde tayfa olsunlar, madenlerimizde gün yüzü görmeden çalışsınlar, 10 verip bir alıp şükretsinler, ne de olsa dindarlar. Asker olsunlar sonra, savaşlara gönderelim onları, Kore' de ölsünler, Amerikan yardımları karşılığında kan verecek adam lazım, vatansever olsunlar, dağlarda bin yıldır aynı ülkede yaşadıkları kardeşleriyle birbirlerini vursunlar, ismini bile duymakdıkları yerlerde ölüp gitsin gencecik insanlar. Daha çok doğurun, daha çok ölsünler. Bunların hiçbiri cinayet değildir...
Sabah gazetede böyle bir haber gördüm, tecavüzcüsünü öldürsün demiş genç bir doktor hanım, kürtaj yaptıracağına, ikisi de cinayettir buyurmuş. Buradan tıklayıp, görebilirsiniz haberi.. Peki sayın kürtaj karşıtları, cinayete o kadar karşısınız, adeta Müslüm Baba gibi; "adam dövmeye, öldürmeye evet ama cinayete hayır" diyorsanız. Bu ülkenin tersanelerinde, maden ocaklarında, kot kumlama atölyelerinde onca insan ölürken, ölmeye devam ederken neredeydiniz. Ben söyleyeyim, onlar bu işin doğasında var diyordunuz. Hey gidi hümanizm anıtları sizi. Yukarıdaki beyanatı veren bir kadın, bir doktor, kürtajın bir kadın için yaratacağı travmayı en iyi bilecek insan, bunu bir kadının hobi olarak ya da doğum kontrol yöntemi olarak zaten yapmayacağını en iyi bilecek kişilerden biri. Ama her zaman olduğu gibi bu konuda sözü yine erkekler ya da erkekleşmiş, köle olmuş kadınlar söylüyor. Onlar da erkek gibi konuştukları için söyleyebiliyorlar.
Şimdi öldürmeyin o muhtemel çocuklarınızı, hele bir doğsunlar, büyüsünler, hizmet versinler, çalışsınlar bizim çocuklarımızın istemediği işlerde, sömürelim daha çok, kanlarını emdirsinler, asker olsunlar, şehit olsunlar, gazi olsunlar, çocuk doğursunlar yine bizim için, emekliliklerini görecek kadar yaşayabilirlerse memleketlerine sıvasız bir ev yaptırsınlar, yaşamanın da ölmenin de bize uygun bir yolu mutlaka bulunur...

Hiç yorum yok: